Mısırdaki 6 gencin idamı kararı hukuk cinayetidir

28 Ocak 2014 tarihinde Mansura şehrinde yaşanan olaylar sonucunda mısırlı bir polis memuru öldürülmüş ve devam eden günlerde Mısır emniyet güçlerinin, ev baskınları, zorla alıkoyma ve keyfi tutuklama gibi uygulamalarıyla ülke genelinde gerçekleştirdiği operasyonlarda 24 genç gözaltına alınmıştı.

Zorla alıkoyulan ve yoğun işkencelere maruz kalan bu gençlerden 6’sının idamına hüküm verildi. Uluslararası Hukukçular Birliği olarak bu hükmün bir cinayet olduğunu söylemek zorundayız. Bu hak ihlaline karşı olduğumuzu dile getirmek adına bir basın açıklaması yayınlıyoruz.

MISIR’DA 6 ÖĞRENCİNİN İDAM KARARIYLA İLGİLİ

BASIN AÇIKLAMASI

Mısır’da, 3 Temmuz 2013 tarihinde “askeri darbe” ile yönetime el koyan Sisi yönetimi, darbeye destek veren batı ülkelerinin desteğiyle, muhaliflerini sindirmeye, yok etmeye devam ediyor. Darbe ile devirdiği (darbeden önce iktidarda bulunan) Müslüman Kardeşler Partisine destek verenlere yönelik baskılar hız kesmeden sürüyor. Giderek artan bu baskılar, son dönemde tam bir kıyıma dönüşmüş durumda. Askeri darbeye açıkça destek veren Mısır yargısı, her gün, onlarca “hukuk cinayetinin” altına imza atıyor. Sisi cuntasının, milyonlarca kayıtlı üyesi ve taraftarı bulunan, seçim kazanmış bir siyasi partiyi hedef alması, mağduriyetlerin katlanarak artmasına neden oluyor.

Geçtiğimiz günlerde, Mısır Yargıtay’ı, yerel mahkemenin, (Mansura Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi) Ahmet Velid, (Mansura Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi) İbrahim El-azab, (Mansura Ünversitesi Yüksek Lisans öğrencisi) Halid Askar, (Mansura Ünversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi) Mahmud Wahba, (Mansura Ünversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi)Abdurrahman Attaya, (Mühendis) Basim Muhsin ismindeki 6 üniversite öğrencisi hakkında vermiş olduğu idam cezasını onayladı. Yargıtay’ın onama kararıyla, idam cezalarının infazı önünde hiçbir engel kalmamış bulunmaktadır. Darbeyi takiben, Mısır mahkemelerinin, çok sayıda darbe muhalifini idama mahkum ettiği ve bu cezaların infaz edildiği dünya kamuoyu tarafından bilinmektedir. Uluslararası af örgütü başta olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesindeki insan hakları kuruluşları, Mısır mahkemelerinin vermiş olduğu idam kararlarını protesto ettiği halde, sisi Cuntasının emrindeki mahkemeler, idam kararalı vermeye ve Sisi cuntası da idam cezalarını infaz etmeye devam ediyor.

Mısır’da darbecilerin yönetime el koyduğu, bütün dünyanın malumudur. Darbecilerin yönetime el koyduğu hiç bir ülkede, hukuk kurallarının işlemediği, işlemesinin imkansız olduğu bilinmektedir. Zira, askeri darbelerden, Mahkemeler de nasibini almakta, darbecilerin emir ve talimatları doğrultusunda yargılama yapmaya başlamaktadır. Darbeyi takiben, 2014 yılının Ocak ayında gözaltına alınan altı üniversite öğrencisi, somut hiç bir suç isnadı olmaksızın gözaltına alınmış, derhal hakim karşısına çıkarılmamış, avukat yardımından yararlandırılmamış, çok sayıda adil yargılama ilkesi ihlal edilmiştir. Bu öğrenciler, hukuka açıkça aykırı olan gözaltı süresi içinde “ağır işkencelere” maruz kalmış, kolluk tarafından hazırlanan ifade tutanakları, işkence altında kendilerine zorla imzalatılmıştır. Yerel mahkeme, yargılamayı, işkence ürünü olan ve hukuki hiçbir geçerliliği bulunmayan bu ifade tutanaklarını esas alarak yapmış, savunma haklarını kısıtlayarak 6 öğrencinin idamına karar vermiştir.

Uluslararası hukukçular Birliği olarak, Mısır yargısı, darbecilerin emir ve talimatları altında yargılama yaptığından, yerel mahkemenin idam kararlarını ve Mısır Yargıtay’ının onama kararını tanımıyoruz. Esasen, askeri darbe ile yönetime el konulan bir ülkede, “yargı bağımsızlığından” ve “yargının tarafsızlığından” söz edilemeyeceğinden, bu kararların hukuki bir değeri de bulunmamaktadır. Mısır mahkemelerinin vermiş olduğu .bu idam kararları, Mısır’ın yerel mevzuatına aykırı olduğu gibi, Milletlerarası insan hakları sözleşmeleri bağlamında, işkence altında imzalatılan ifade tutanakları hukuki hiçbir değer ifade etmemektedir. Dünyadaki bütün insan hakları kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini, bu hukuk cinayetine karşı çıkmaya, darbe yönetiminin yargı maskesi altında işlediği cinayetlerine “dur” demeye davet ediyoruz. Etkileri onlarca yıl sürecek bir tahribata yol açan Sisi cuntasının gerçekleştirmiş olduğu bu ve benzeri eylemlerinin “insanlık suçu” ve cezai sorumluluklarının olduğunu hatırlatarak, en kısa sürede gerçekleştirilecek serbest seçimler sonucunda yönetimi sivil idareye teslim etmeye davet ediyoruz. Darbe yönetiminin, dozu giderek artan bu cinayetlerine karşı, Birleşmiş Milletleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesini de göreve davet ediyoruz.

 

Av. Necati Ceylan
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri