Hukukçu ve Akademisyenler “İslam Ceza Hukuku” kitabı tanıtım toplantısında bir araya geldi

Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB), öncülüğünde Beykoz Belediyesi ve Elbeyoğlu Hukuk Bürosu destekleriyle İbn Haldun Üniversitesi ve Haliç Üniversitesi katkılarıyla İstanbul Medeniyet Üniversitesinin ev sahipliğinde tanıtım toplantısı ve panel düzenlendi.

Uluslararası Hukukçular Birliği 2015 yılında Antalya’da 32 ülkeden akademisyen ve hukukçunun katılımıyla düzenlediği Uluslararası İslam Ceza Hukuku Konferansının tebliğlerini bir araya getirdiği kitabı tanıttı.

İki ciltlik İslam Ceza Hukuku adlı eserde İslam ceza hukukunun genel ilkeleri, ceza hukuku kurallarının çelişmesi ve neshi gibi konuların yanı sıra klasik ve modern dönemin tartışmaları yer alıyor.

Eserle ilgili Uluslararası Hukukçular Birliğinin öncülüğünde İstanbul Medeniyet Üniversitesi ev sahipliğinde 3 Ekim Salı günü tanıtım toplantısı ve panel gerçekleştirildi.

Hukukçu​​ ve​​ Akademisyenleri bir​​araya​​ getiren toplantıya ilgi büyüktü

Prof. Dr. Recep Şentürk, Prof. Dr. Refik Korkusuz ve Prof. Dr. Abdurrahman Eren

Hukukçu ve akademisyenler panel öncesinde Genel Sekreter Avukat Necati Ceylan eşliğinde kokteylde bir araya geldiler. Genç hukukçular, hukuk ve akademi dünyasının önemli isimleri ile sohbet etme fırsatı buldular.

Açılış konuşmaları ile toplantı başladı

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Karaman ve İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk‘ün açılış konuşmaları ile toplantı başladı.

Prof. Dr. İhsan Karaman
Prof. Dr. İhsan Karaman
Prof. Dr. Recep Şentürk

Türkiye Hukuk Platformu Genel Sekreteri Ahmet Akcan’ın oturum başkanlığını yaptığı konuşmacı olarak ise Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Eren, Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz, Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Necati Ceylan ve Elbeyoğlu Hukuk Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Elbeyoğlu katıldığı panele geçildi.

Panel

“Hazreti Adem’den son insana kadar esas olan özgürlüktür”

Panelde yaptığı konuşmayla hukuk dünyasının gündemine oturan Uluslararası Hukukçular Birliğinin Genel Sekreter Yardımcısı aynı zamanda İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Refik Korkusuz, özgürlükle beraber cezaların da bir toplumun olmazsa olmazı olduğunu belirtti. Konuşmasına “Ancak bütün bunları değerlendirirken temel insan haklarına, yaşama hakkına, şüpheden sanığın yararlanma hakkına ve diğer evrensel haklara uygun olarak yorumlanması gerekir. Hazreti Adem’den son insana kadar esas olan özgürlüktür.” dedi.

FETÖ’nün kadrolarının bu kuruluşa engel olduğunu öğrendik”

UHUB Genel Sekreteri Avukat Necati Ceylan ise birliği 1996 yılında 23 ülkeden hukukçu ve insan hakları savunucusuyla kurma kararı aldıklarını ancak 28 Şubat sürecinde bu girişimlerinin aksadığını dile getirdi. 2006 yılında yeniden bir araya geldiklerini, ancak bu kez de çalışmalarının bürokrasi tarafından engellendiğini ifade eden Ceylan, “Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, FETÖ’nün kadrolarının bu kuruluşa engel olduğunu öğrendik. 2009’da Bakanlar Kurulu’nun kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile birliğimiz oluştu.” ifadelerini kullandı.

“İçtihat kapısı kapalı diye İslam hukukunu toplumdan koparmışız”

Elbeyoğlu Hukuk Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Elbeyoğlu ise İslam hukuku alanında kaynak bulmanın zor olduğuna işaret ederek bu alanın tamamen ilahiyatçılara bırakıldığını söyledi. Elbeyoğlu, bu konuda kaynak arayanların mezheplerin mutlak doğru kabul ettiği bölük pörçük, sistematiği olmayan görüşleri bulabileceğini savunarak şunları söyledi:

“İçtihat kapısı kapalı diye İslam hukukunu toplumdan koparmışız. İçtihat kapısının açılmasını beklerken toplumlar son 100 yılda her alanda inanılmaz değişti. Yeni suç türleri, yeni şirket şekilleri, yeni devlet anlayışları çıktı. İnsan hakları anlayışı, mülkiyet hakkına bakış dahil birçok şey değişti. Ekonomiden hukuka birçok alanda yeni kuralların vaaz edilmesi gerekiyor.”

“Dünyada İslam hukukunu tutarlı ve bütüncül uygulayan bir ülke yok”

Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Eren, hukuk sistemlerinin bir ideolojiye dayandığını belirterek, dünyada liberal, sosyalist hukuk sistemlerinin bulunduğunu söyledi.

Bir devlette İslam ideolojisinden bahsedilecekse İslam’ın resmi olarak bir hukuk sisteminin temel dayanağı haline gelmesi gerektiğini dile getiren Eren, şöyle konuştu:

“Dünyada İslam hukukunu tutarlı ve bütüncül uygulayan bir ülke yok. İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 57 ülkeden 28 tanesinin anayasasında İslam’a referans bulunuyor. 29 tanesinde İslam’a referans yok. Tamamen liberal hukuk sistemini benimsemiş. Laikliği, dini hukukun kaynağı olarak görmüyor. Bu 28 ülke içerisinde ise İslam’ı devletin resmi ideolojisi haline getirmiş olanlar var. İran, ‘Yasamanın, hukukun kaynağı şeriattır ve medeni ceza ile hiçbir hukuk sistemi İslam hukukuna aykırı olamaz’ diyor. Bunu denetleyecek mekanizmayı da oluşturmuş. 10 kadar ülkede İslam ülkesinde de ‘yasamanın kaynağı İslam’dır’ deniliyor. Yedi Türk Cumhuriyeti’nde İslam hukuku ve İslam’a referans bulunmuyor. Bunlar liberal Batı hukuk sistemine entegre olmuş. İslam’ı yasamanın kaynağı yapan ülkelerde ise mezhepsel bir sorun bulunuyor.” dedi.

Kitap dağıtımı

Panelin sonlanmasıyla birlikte toplantı sona erdi. Toplantı sonunda katılımcılara İslam Ceza Hukuku kitabı hediye edildi.