Yeni Anayasanın Temel Esasları

Anayasa, “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” felsefesine ve milletin değer yargılarına göre hazırlanmış, toplum sözleşmesi niteliğini kazanmış ve milletin büyük çoğunluğu tarafından benimsenmiş olacaktır. Anayasa, devletin, yönetim biçimini, temel yapısını, işleyişini ve organlarını kuran, hak ve hürriyetleri güvence altına alan, diğer kanunlarında kendisine uygun olması zorunlu olan  “temel”  kanundur.  Böyle olunca anayasayı millet kendi hür iradesi ile yapmalıdır.
Anayasalar, birlikte yaşamanın temel kurallarını ve siyasal yapıya ilişkin temel tercihleri belirleyen, “toplumsal mutabakata dayalı bir sözleşme” (Hobbes ve Rousseau’dan mülhem) olarak nitelendirilmektedir. Toplumun bütün katmanlarının, anayasanın ilkelerine uymayı kabul ettiği varsayıldığından yeni anayasanın tartışma sürecinde en aykırı fikirler de dahil tartışma sürecine katılmalı, her maddesi özgürce ele alınmalıdır. Tartışma zemini alabildiğine genişletilmeli ve her kesim düşüncesini korkuya, baskıya maruz kalmadan söylemeli.
Temel hak ve hürriyetlerin alanını genişleten, ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin, insan hakla-rına dayalı, millet iradesini her tür vesayet ve ipotekten arındıran, toplumdaki her tür inanç, yaşam tarzı ve eğilimleri eşit olarak hukuk güvencesi altına alan “toplum sözleşmesi” olacak yeni bir anayasanın taşıması gereken temel ilkeleri ve görüşlerimizi sivil toplum kuruluşu olarak komisyona sunuyoruz.
İnsana değer veren ve onu yaşatmaya çalışan, evrensel standartlara uygun yeni bir Anayasanın yapılmasında aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır.
1- Yeni anayasa, millet tarafından üretilen ve toplumun tüm farklılıkları ve tercihleriyle birlikte barış içinde yaşamasını amaçlayan bir sözleşme olmalıdır. Milletin geniş kesimlerinin ve farklı düşünce ve inanç gruplarının katılımıyla hazırlanmalı ve halkın bilinçli desteği sağlanarak yürürlüğe girmelidir.
2-Anayasanın dili herkesin anlayacağı şekilde olmalıdır.
3-Anayasa kısa ve öz olmalıdır. Özerk kurumlar anayasa da yer almamalıdır.Kurum ve kuruluşlar gelişmelere ve ihtiyaçlara göre değişen yapı ve esneklikte ve insana hizmet edecek şekilde kanunlarla tanzim edilmeli anayasada yer almamalıdır. Kurum ve kuruluşların iletişim ve ilişkileri açık olmalıdır.
Yeni Anayasa da MGK, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Askeri Yargı, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, DPT, YÖK ve diğer özerk üst kuru-luşlar yer almamalıdır. Yargı birliği sağlanmalı ve kurumlar kanunlarla düzenlenmelidir.
4- İktidarın asıl sahibi millet  ve onun temsilcileridir. Bu sebeple yeni anayasayı millet veya temsilcileri vasıtasıyla yapmalıdır. Çünkü; TBMM. yeni bir anayasa yapmaya yetkili “asli kurucu organ” dır.
Anayasa yapıcılığı yetkisini yalnız kurucu meclislere ya da ihtilal sonrasının olağanüstü iktidarlarına tanımak millet egemenliğini yok saymaktır. Pek çok ülkede yeni anayasalar, normal zamanlarda ve olağan yasama meclisleri tarafından hazırlanmıştır. Anayasa değişiklikleri yapmaya yetkili bir organın yeni bir anayasa yapma konusunda da yetkili olduğu hususunda şüphe yoktur.

5- Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan bir anayasa olmalıdır.
Yeni anayasa evrensel nitelik taşıyan hakların, güvence altına alınması için kuvvetler ayrılığı prensibine dayalı olmalıdır.
6- Anayasa yasama, yürütme, yargı gibi devletin temel organlarında milletin iradesinin teza-hür etmesini sağlayacak hükümlere sahip olmalıdır.Anayasada yürütme ve yargının oluşmasın da yasama organının etkisi arttırılmalıdır, egemenliğin kullanımı TBMM eliyle sağlanmalıdır.
7- Değişmez anayasa kuralı olmamalıdır.
Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeler bu toplumun geleceğine ambargo koymak, toplumdaki gelişmeyi ve değişmeyi inkâr etmek, gelecek kuşakların önünü tıkamaktır.TBMM’ nin yeni bir anayasa oluşturma aşamasında ve her zaman kendisini hür ve bağımsız hissetmesi gerektiğine inanıyoruz.
8- Hukuk Devleti, hürriyet ve çoğulculuk
Hukuk Devleti, genel yapısı itibariyle çeşitlilik ve çoğulculuk, hürriyet ve adalet, açık toplum, sorumlu ve sınırlı yönetim, hoşgörü ve saygı, farklılıkları tanıma gibi temel insani değerlere yönelmiş, insan haklarına dayanmaktadır. Türkiye toplumunun çoğulcu yapısını tanımalı ve farklı kimliklerin hak ve hürriyetlerini güvence altına almalıdır. Anayasada, hürriyet asıl,  sınırlama istisna olmalıdır. Yeni anayasa; kişisel, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel hakları güvence altına alan bir yapıda olmalıdır. Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırıl-masında, hukukun evrensel prensipleri baz alınmalı, bunun haricinde ideolojik argümanlar veya “bize özgü şartlar” ileri sürülerek meydana getirilecek gayri-hukuki sınırlandırmalara yer verilmemelidir.
9- Devlet bütün görüşler karşısında tarafsız ve eşit uzaklıkta olmalıdır.
Anayasa,devletin siyasal tarafsızlığına güvence altına almalıdır. Devlet görüşleri ve inançları, belirleyemez ve yönlendiremez.Devlet,belli bir görüş doğrultusunda toplumu değiştirip dönüş türen bir cihaz değil, aksine bütün dünya görüşleri, ideolojiler,değerler ve inançlar karşısında eşit mesafede duran “tarafsız bir hakem” olmalıdır.
10-Vatandaşlık
Vatandaşlık, hiçbir etnik kökene bağlı olmaksızın Türkiye toplumunda yaşayan bütün unsur-lar için geçerli olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan herkes eşit olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşıdır.
11-Resmi Dil ve Eğitim Türkçe olmalıdır
Resmi dil ve eğitim dili Türkçe olmalıdır. Türkçe nin resmi dil olması diğer dillerin kullanılmasını engellememelidir.

12-Din Eğitimi ve Öğretimi
Din Bilgisi ve Ahlak Kültürü dersleri bütün inanç kesimlerini kapsayacak şekilde kültür dersi olarak ilköğretimde ve lisede verilmelidir. Ayrıca isteğe bağlı olarak uygulamalı din  eğitimi ve öğretimi kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlı olarak verilmelidir.

13- Laiklik Anayasada Yer Almamalıdır
Hukuk devletinin ayrıca laiklik gibi bir tanıma ihtiyacı yoktur. Devlet bütün inanç gruplarının ve yaşam biçimlerinin teminatıdır. Din ve vicdan özgürlüğü devletin müdahale alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Laiklik diğer demokratik ülkelerin anayasalarında olduğu gibi yeni anayasada hiç kullanılmamalıdır. Çünkü “laiklik” kelimesi hukukî değil, siyasi,idari ve sosyolojik bir kavramdır. Hukuk literatüründe kullanılması uygun değildir.
Türkiye de laikliğe çok yanlış anlamlar yüklenmiş, asıl anlamından farklı, inanç özgürlüğünü yasaklayan totaliter bir sistemin simgesi haline dönüşmüştür. Türkiye’deki laiklik anlayışına göre,devletin vatandaşların dini ihtiyaçlarından doğan taleplerini yerine getirmesi laikliğe ay-kırıdır.Aslında ise, devlet vatandaşın ihtiyaçlarını karşılamak için vardır. Vatandaşın talebinin dini olup olmaması devleti ilgilendirmez, bu talebin demokratik olup olmaması, diğer vatan-daşların aleyhine olup olmaması önemlidir.
Lâik olmak,demokratik olmak anlamına gelmediği gibi, lâik olmamak da, demokrasiye engel değildir. Lâiklik ve demokrasi birbirinden farklı iki kavramdır. Ne birincisi ikincisini, ne de ikincisi birincisini gerektirir.Anayasada laiklik ilkesine ve terimine yer vermek ne demokrasi-nin, ne de çağdaşlığın olmazsa olmaz şartıdır.
14-Yeni Anayasa, İnsanı Merkeze Almalıdır.
Milletin iradesi devletin bütün kurumlarına yansımalıdır. Ayrıca yönetenlerin milletin denetimine tabi olmalıdır. Denetimsiz yönetim olmaz. Her kademe ve türdeki yönetim birimleri ve yönetenler şeffaf denetime tabi tutulabilmeli ve yetkilerinin kullanılmasından sorgulanabilmelidir.
Anayasa kurum ve kuruluşların yönetme gücünü sınırlanmalıdır. Konumu ne olursa olsun hiçbir kurum, kuruluş ve yönetici dokunulmaz ve sorumsuz  olmamalıdır. Yönetimin hukuksuz ve kanunsuz icraatlarına karşı yönetilenlere karşı durma, sorgulama,yargılama ve hesap sorma hakkı vermelidir.
15- Ailenin korunması
Türkiye toplumunun temel taşı olan aile yapısı korunmalıdır. Sosyal devlet anlayışı gereği, şehit ve gaziler ve aileleri, dul ve yetimler, yaşlı ve engelliler korunmalıdır.
16-Seçilmişler Atanmışlardan Güçlü Olmalıdır.
Siyasal sistem askeri ve bürokratik vesayetten kurtarılarak demokratikleştirilmelidir. Türkiye’ nin demokratik bir ülke olması için yeni anayasa, bürokrasinin siyasi iktidarlar üzerindeki vesayetine son vermeli, seçilmiş sivil otoritenin hâkimiyetini tesis etmelidir.
Yeni anayasada askerin siyasete müdahale sorunu kesinkes çözülmeli asker sivil yönetimin emrine girmelidir. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır. Askeri okulların eğitim faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanmalı ve denetlenmeli-dir. Milli Güvenlik Kurulu istişari bir kurum olarak yeniden yapılandırılmalıdır.
17- Cumhurbaşkanını halk seçmelidir.
Cumhurbaşkanını halk seçmeli, konumu ve yetkileri sınırlandırılmalıdır. Cumhurbaşkanının yetkileri, parlamenter düzenlerde olduğu gibi sembolik olmalıdır.
18- Yargı Birliği
Yeni anayasa, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkeleri dâhilinde hukukun üstünlüğünü hâkim kılmalıdır. Türkiye, yüksek mahkemelerinin yorumlarıyla hükümleri değiştirileme-yecek ve yargı birliği olan bir anayasa yapmak zorundadır. Askeri disiplin mahkemeleri dışında Askeri Yargı tamamen  kaldırılmalı ve yargı birliği sağlanmalıdır.
19- Yerel yönetimler
Devletin üniter yapısı bozulmadan yerel yönetimlerin yetkilerini arttırarak,güçlendirecek siya-sal sisteme daha fazla katılımını sağlayacak hükümler içermelidir.Devletin aşırı merkeziyetçi-bürokratik yapısı küçültülmeli, çağın gereklerine uygun olarak adem-i  merkeziyetçi bir yöne-tim tarzı benimsenerek, hür ve adil seçimlerle oluşan yerel yönetimlere daha fazla yetki veril-melidir. Yerel yönetimlerin mali ve idari yetkileri artırılmalı, merkezi yönetimin, yerel idare-ler üzerindeki vesayetine son verilmelidir.
20-Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşları
Sivil toplumun varlığı için bireysel hak ve hürriyetleri  güvence altına alan hukuk devletine,
hukuk devletinin varlığının korunması için de sivil topluma ihtiyaç  vardır. Sivil toplum; demokrasi, insan hakları,hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti gibi kavram ve müesseselerin yerleşmesinde, sağlıklı bir demokrasinin tesisi ve ekonomik gelişmesinde  zorunlu görülmek-tedir. (AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu, 2001:1,11). Ayrıca,toplumda bireylerin ve çeşit-li çıkar gruplarının siyasi,sosyal,ekonomik,kültürel alanlara ilişkin taleplerinin gündeme geti-rilmesinde ve bunların çözüme kavuşturulmasında da sivil toplum hayati bir önem taşımakta-dır.Meslek kuruluşlarının anayasada yer almasına gerek olmayıp kanunlarla düzenlenmelidir.
Av. Necati Ceylan
Uluslar arası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri

Av.Yasin Şamlı

Av.Cihat Madran

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
BAŞLANGIÇ
Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, bütün varlıkların insanlığa emanet olarak verildiği bilincinden hareketle, Türkiye toprakları üzerinde asırlardır ortak bir tarih ile maddi ve manevi değerleri paylaşan; dini, ırkı, rengi, dili, cinsiyeti, siyasi görüşü, felsefi kanaati, toplumsal aidiyeti, uyruğu, ne olursa olsun; insanlık ailesinin şerefli bir üyesi olarak, her insanın, farklılıklarını kültürel zenginlik unsuru olarak bünyesinde barındıran bir millet olarak; hukukun üstün, hakkın ve adaletin belirleyici; barışın hâkim olduğu; kişinin temel hak ve hürriyetlerini güvence altına alarak geliştirmek adaletin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin tesisi ve daha güzel bir gelecek inşa etmek arzusuyla bu Anayasayı kabul ve ilan ediyoruz.

BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
I.Devletin Şekli

MADDE 1.- Türkiye devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin Nitelikleri
MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, başlangıçta belirtilen temel ilkelere ve insan haklarına dayanan, millî, demokratik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin Bütünlüğü; Resmî Dil; Başkent
MADDE 3.- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Resmî dil Türkçedir.

Bayrağı, biçimi kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

IV. Devletin Temel Amaç ve Görevleri
MADDE 4- Devletin temel amaç ve görevi, insan haysiyetini korumak, kişilerin hak ve hürriyetlerini kullanmalarının önündeki bütün engelleri kaldırmak ve halkın huzur, güvenlik ve refahını sağlamak suretiyle insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaktır

V-Egemenlik
MADDE 5.- Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.
Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
VI. Yasama Yetkisi
MADDE 6.- Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VII. Yürütme Görevi
MADDE 7.- Yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilir.
VIII. Yargı Yetkisi
MADDE 8.- Yargı yetkisi, millet adına usul ve kanuna göre bağımsız mahkemeler tarafından  kullanılır.
IX. Kanun Önünde Eşitlik

MADDE 9.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce,felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler,harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

İkinci Kısım
TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER
Birinci Bölüm
GENEL HÜKÜMLER
I. Temel Hak Ve Hürriyetlerin Niteliği
MADDE 10.- Her insan yaratılıştan itibaren, hür ve şerefli olup bütün haklara sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler kişilere bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmezdir. Bu sebeple  insan hakları ve haysiyeti dokunulmazdır. İnsan  hak ve haysiyetine saygı, devlet ve toplum yaşamının temel il­kesidir.
Temel hak ve hürriyetler şerefli ve insanca bir yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Devlet her bir temel hak ve hürriyetin korunmasını ve gerçekleştirilmesini sağlamakla yükümlüdür.
Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal bütün engelleri ortadan kaldırır.

II-Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlandırılması
MADDE 11.- Temel hak ve hürriyetlerin sınırı, başkalarının hak ve hürriyetleridir.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, insan haklarını yok edecek veya bu anayasada belirtilen ölçülerden daha fazla sınırlandıracak şekilde yorumlanamaz.

Sınırlamalar, toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz; hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz.

Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, uluslararası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

V-Olağanüstü Yönetim Usullerinde Temel Hak Ve Hürriyetler

Madde 14- Olağanüstü hallerde veya sıkıyönetim, seferberlik ve savaş durumlarında temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, uluslararası hukuktan doğan yükümlülükler çerçevesinde ve ancak durumun gerektirdiği ölçüde daraltılabilir veya askıya alınabilir.
Bu işlem ve uygulamalara karşı yargı yolu kapatılamaz.

Birinci fıkrada öngörülen durumlarda bile, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin Anayasanın ilgili maddelerinde düzenlenen yaşam hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse dinini, inancını düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, bunlardan dolayı kınanamaz ve suçlanamaz; suç ve
cezalara ilişkin kurallar kişi aleyhine geçmişe yürütülemez.

VI. Temel Hak Ve Özgürlüklerin Etkili Kullanımını Sağlayan Güvenceler

A.    Hak Arama Özgürlüğü Ve Savunma Hakkı

Madde 15 – Herkes, meşru ve hukuken geçerli bütün araç ve yollardan yararlanarak tabii hâkim önünde davacı veya davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir.

Yargılamada taraflar ile iddia ve savunma arasında silahların eşitliği kuralının işlemesi için gerekli fiziki ve yasal düzenlemeler yapılır.

Hiç kimse tabii hâkiminden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Tabii yargı yolunu ortadan kaldırabilecek olağanüstü adli merciler kurulamaz.

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

Herkes, hakkındaki suçlamayı öğrenme, suçlamayla ilgili belgelerin tamamına ulaşma, her türlü delilin toplanmasını isteme, tercümandan yararlanma, davasının makul süre içinde bitirilmesini isteme haklarına sahiptir.

Kanuna aykırı usullerle elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.
Kimse, kendisi ve yakınları aleyhine beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Ancak, genel ahlâkın ve kamu güvenliğinin zorunlu kıldığı, küçüklerin korunmasının, davaya taraf olanların özel yaşamlarının gizli tutulmasının gerektirdiği durumlarda mahkemeler, uygun görecekleri ölçüde duruşmaların
bir kısmının veya tamamının kapalı olarak sürdürülmesine karar verebilirler. Hüküm, açık oturumda açıklanır.

Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel kurallar konulabilir.

Mahkeme kararları gerekçeli olarak en kısa sürede yazılır.

Hürriyeti bağlayıcı cezalara karşı kanun yollarına başvurma hiçbir biçimde önlenemez.

Dava açmak ve kendini savunmak için yardıma ihtiyacı olanlara, ilgili kurumlar aracılığı ile etkili bir adli yardım sağlanır.

A.    Ceza Hukuku Güvenceleri

Madde 16- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir eylemden dolayı cezalandırılamaz, suçu işlediği zaman kanunda o suç için öngörülen cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza hükümlülüğünün sonuçları bakımından da yukarıdaki fıkra uygulanır.

Suçlar, cezalar ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla düzenlenir.

Kimse, hakkındaki hüküm kesinleşmeden suçlu sayılamaz.

Ceza sorumluluğu kişiseldir.

Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı hürriyetinden yoksun bırakılamaz.

Cezalar ve cezaların çektirilmesi, suçlunun yeniden topluma kazandırılması amacına yönelik olmalıdır. Yakalanan, tutuklanan ve hüküm giyen kişilerin maddi ve manevi varlığı devletin güvencesi altındadır.

Vatandaş, suç işlediği gerekçesiyle yabancı bir ülkeye verilemez. Uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, hukuk devletinin gerektirdiği güvencelerin varlığı gözetilmek şartıyla istisnai düzenlemeler kanunla belirlenebilir.

Yabancılar, topluca sınır dışı edilemez ve siyasal suçlardan dolayı bir başka ülkeye iade edilemez.

İkinci Bölüm
KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ
I. Kişi Dokunulmazlığı
MADDE 17.- Herkes, yaşama, maddî ve manevi varlığını geliştirme haklarına ve kişi hürriyetine sahiptir.
Kişi dokunulmazlığı ve hürriyeti, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça sınırlanamaz.
Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz, zalimce, insanlık dışı veya insanlık haysiyeti  ile bağdaşmayan bir cezaya ve davranışa tabi tutulamaz
II. İnsan Varlığının Bütünlüğü
MADDE -18- İnsanın maddi ve manevi varlığı bir bü­tündür. Tıbbi zorunluluklar veya kanun ile öngörülen durumlar dışında, kimsenin bedenine dokunulamaz; kimse, rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deney konusu yapılamaz.
Her kamu görevlisi, insan varlığının bütünlüğüne saygı göstermek ve onu korumakla yükümlüdür
III-Zorla Çalıştırma Yasağı

MADDE- 19- Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Yöntem ve koşulları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırılmalar; olağanüstü yönetim dönemlerinde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi
niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.

IV- Kişi Hürriyeti Ve Güvenliği

MADDE 20- Herkes kişi hürriyetine ve güvenliğine sahiptir.

Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezalar istisnadır.

V- Düşünce Hürriyeti

MADDE 21- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Kimse, hangi nedenle ve amaçla olursa olsun düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri nedeniyle kınanamaz, ayırıma bağlı tutulamaz ve suçlanamaz.

VI-  İfade Hürriyeti

MADDE 22- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyetler,hukuken

geçerli bütün araç ve yollardan yararlanarak bilgilere ulaşma hakkını, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber alma, düşünceleri öğrenme ve yayma serbestliğini de kapsar.

Bu fıkra hükmü radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yayın yapan işletmelerin izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

VII. Din ve Vicdan Hürriyeti

Madde 23- Herkes, din, vicdan, inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Bu hak, tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, eğitim, öğretim, uygulama, örgütlenme ve ayin suretiyle düşünce ve inançlarını açıklama ve yayma hürriyeti ile din veya inanç değiştirme hürriyetini de içerir.Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç, pratik ve kanaatleri ile içinde yer aldığı dini topluluktan dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Herkes, kendi dini ve inancı doğrultusunda eğitim alma ve verme, eğitim kurumları oluşturma ve müfredatını belirleme hakkına sahiptir.

Din Bilgisi ve Ahlak Kültürü dersleri bütün inanç kesimlerini kapsayacak şekilde kültür dersi olarak ilköğretimde ve lisede verilir.

Bir dine ve inanca dayalı eğitim ve öğretim ise kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlıdır.

Tarafsızlık ilkesinin gereği olarak devlet kamu istihdamında dine, inanca, mezhebe, kanaate ve felsefi görüşe bağlı tercihleri ve pratikleri nedeniyle hiç kimseye ayırımcılık yapamaz. Bu güvence kamu hizmetlerinden yararlananlar için de geçerlidir.

Vicdani ret bütün vatandaşlar için haktır. Kimse, dini ve felsefi inanç ve tercihlerine aykırı kamu hizmetlerine zorlanamaz.Vicdani red hakkı kamu yükümlülüklerinde de kullanılabilir.

VIII. Özel Hayatın Korunması
MADDE 24- Özel yaşamın ve aile yaşamının gizliliğine dokunulamaz

Kamu düzeninin, mili güvenliğin, genel sağlığın ve genel ahlâkın, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla; kanunla belirlenmiş hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça veya gecikmesinde sakınca görülen durumlarda kanunla yetkili kılınan merciin yazılı emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz; bunlara el konamaz.

Kanunun yetkili kıldığı merciin yazılı emriyle bir kimsenin özel eşyasına veya kâğıtlarına el konulması durumunda, yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hakim onayına sunulur. Hâkim kararını, el koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar, aksi halde, el konulan şeyler derhal geri verilir.

IX. Konut Dokunulmazlığı

MADDE 25- Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanunun açıkça gösterdiği durumlarda, usulüne uygun olarak verilmiş hâkim kararı olmadıkça; kamu düzeni veya suç işlenmesinin önlenmesi veya milli güvenlik yönünden gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da
kanunla yetkili kılınan merciin yazılı emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.

Kanunun yetkili kıldığı merciin emriyle konuttaki eşyalara el konulması durumunda, yetki-li merciin kararı en geç yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. El koyma-dan başlayarak en geç kırk sekiz saat içinde hâkim kararının alınması gerekir.Bu sağlana-
mazsa el konulan şeyler derhal geri verilir.

X. Haberleşme Hürriyeti

MADDE 26- Herkes haberleşme hürriyetine ve dokunulmazlığına sahiptir.

Haberleşmenin ve gönderilerin gizliliği esastır.

Kanunun  gösterdiği hallerde hâkim kararı olmadıkça veya kanunla yetkili kılınan merciin yazılı emri bulunmadıkça, haberleşme engellenemez, gizliliğine dokunulamaz.

Kanunun gösterdiği durumlarda, hâkim tarafından verilmiş bir karar olmadıkça haberleş-menin; kamu düzeni veya milli güvenlik yönünden gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da kanunla yetkili kılınan merciin yazılı emri bulunmadıkça, gönderinin gizliliğine dokunulamaz.

Kanunun yetkili kıldığı merciin emriyle gönderilere el konulması durumunda, en geç kırk sekiz saat içinde hâkim kararının alınması gerekir. Bu sağlanamazsa el konulan şeyler geri verilir.

XI- . Kişisel Bilgi Ve Verilerin Korunması

MADDE 27- Herkes kendi yaşamına ve varlığına ilişkin özel bilgi ve verilerin gizli tutulmasını ve korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu bilgiler, ancak kişinin iznine veya kanunda öngörülen hukukun geçerli sayacağı başka bir nedene dayalı olarak kullanılabilir.

Herkes, kendisi hakkında toplanmış olan veya bilişim kayıtlarında yer alan bilgilere erişme, bunlarda düzeltme yaptırma ve bu bilgilerin amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını bilme hakkına sahiptir.

Bu kuralların uygulanması, kanunla kurulmuş bağımsız bir makam tarafından sağlanır ve denetlenir.

XII. Seyahat Hürriyeti
MADDE 28.- Herkes, seyahat hürriyetine sahiptir; bu hürriyet, suç soruşturması veya kovuşturması veya suç işlenmesini veya salgın hastalıkları önleme amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.

Türkiye vatandaşları, yurda girme ve yurt dışına çıkma hürriyetine sahiptir. Yurt dışına çıkma hürriyeti kanunla düzenlenir. Yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevleri nedeniyle kanunla yetkili kılınmış merciin veya ceza kovuşturması nedeniyle hâkim kararıyla sınırlanabilir.
Vatandaş, sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

XIII.-Yerleşme Hürriyeti

MADDE 29- Herkes, dilediği yerde oturma ve yerleşme hürriyetine sahiptir; ancak suç işlenmesini önleme,sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlama, soruşturması veya kovuşturması  veya suç işlenmesini, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirme, salgın hastalıkları önleme, kamu mallarına koruma, sosyal, iktisadî ve tarımsal gelişmeyi gerçekleştirme zorunluluğuyla ve kanunla sınırlanabilir.

XIV.- Bilim ve Sanat Hürriyeti

Madde 30- Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma yapma hakkına sahiptir.

XIV.- Basın ve Yayın Hürriyeti
MADDE 31.- Basın hürdür, sansür edilemez; izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.

Devlet, basın, yayın ve haber alma hürriyetlerinin çoğulcu bir toplum yapısının gereklerine uygunluğunu sağlayacak önlemleri alır; tekel oluşmasını önler.

Basımevi kurma; izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.

Kanuna uygun biçimde kurulmuş basımevi ve eklentilerine ve basın araçlarına, suç aracı oldukları gerekçesiyle bile olsa el konulamaz ve bunlar zoralım konusu edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.

Süreli yayınların çıkarılması,yayımı,mali kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir.

Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik koşullar koyamaz.

Süreli yayınlar, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkanlarından eşitlik esasına göre yararlanır.

Yargı görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunda belirlenecek sınırlar içinde mahkemece verilecek kararlar saklı olmak üzere, olaylar hakkında yayın yasağı konulamaz..Süreli ve süresiz yayınların toplatılması, ancak kamu ahlakı, kamu sağlığı ve kamu güvenliği sebebiyle hâkim kararıyla mümkündür.

Bu yayınlar,devletin ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bütünlüğünün,milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırk sekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı
hükümsüz sayılır.

Üçüncü Bölüm

SİYASİ HAKLAR VE ÖDEVLER
I-Vatandaşlık
MADDE-32-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, devlet ile bireyler arasındaki hukuki bağı ifade eder.
Vatandaşlar arasında etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, ideolojik düşünce ve benzeri hiç bir ayırım gözetilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları eşit haklara sahip şerefli kişiler olarak vatandaşlık hakkından yararlanırlar.

Hiç kimse rızası hilafına vatandaşlıktan çıkarılamaz ve vatandaşlık haklarından mahrum bırakılamaz.

II-Anadilin Kullanılması

MADDE-33- Herkes kültürel, bilimsel, dini ve sanatsal faaliyetlerinde anadilini kullanma, anadilinde eğitim, öğrenim görme hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanımına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

II- Seçme seçilme hakkı

MADDE-34- Onsekiz yaşını doldurmuş her vatandaş seçme, seçilme, siyasi partilere üye olma ve her türlü siyasi faaliyette bulunma hakkına sahiptir. Seçme ve seçilme hakkını kullanma, vatandaşın işlediği ve cezasını çektiği bir suç nedeniyle sınırlandırılamaz.

III- Siyasi Partiler

MADDE-35-Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.

Şiddet kullanan veya şiddeti teşvik eden siyasi partiler hakkında yaptırım uygulanır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ilgili siyasi partiyi bu fiillerinden dolayı uyarır. Uyarıya rağmen bu fiilleri işlemeye devam eden siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açılması talebini TBMM Başkanlığı’na iletir. TBMM, uyarıları dikkate almayan siyasi parti hakkındaki dava dosyasının üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na sunulmasını kararlaştırabilir.

Davanın açılması halinde Anayasa Mahkemesi, para cezası, bir yıla kadar faaliyetlerin durdurulması ve kapatma cezası verebilir. Maddenin ilk fıkrasında anılan eylemler siyasi partinin Genel Kongre,TBMM Grubu, Genel Merkez Karar ve Yönetim Organları gibi üst
düzey karar mercileri tarafından bilinçli, kararlı ve sürekli şekilde gerçekleştirilmedikçe siyasi partiler hakkında dava açılamaz. Siyasi parti mensuplarının anılan eylemler ile suçlanması halinde, ancak ilgili kişiler hakkında adli yargı mercilerinde sadece ceza davası açılabilir.

Üçüncü Kısım

CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI

Birinci Bölüm

YASAMA

I. Türkiye Büyük Millet Meclisi

MADDE -36- Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beş yüz elli milletvekilinden oluşur.

Hâkimler ve savcılar ile yüksek yargı organları ve Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemez

II- Yasama Sorumsuzluğu

MADDE -37 – Milletvekilleri Meclis çalışmalarındaki oylarından ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan
sorumlu tutulamazlar.

III-Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri

MADDE -38- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak;

Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ile kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; uluslararası
antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak,

Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının salt çoğunluk ve gizli oyla kabul edeceği kanunla devlet aleyhine işlenen suçlarla ilgili olarak genel ve özel af ilan etmek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

IV-Kanun Teklifi

MADDE-39-Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu, milletvekilleri ve yasama komisyonları yetkilidir. Ayrıca sivil toplum örgütleri de yasama komisyonlarına bir yasa
metnini gündeme getirmek üzere başvurabilirler

İkinci Bölüm

YÜRÜTME

I-1. Cumhurbaşkanı

MADDE -40- Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer

II- Sorumsuzluğu

MADDE -41- Cumhurbaşkanı, görevi ile ilgili işlemlerinden sorumlu değildir. Anayasada belirlenen ve Cumhurbaşkanının Başbakan ile ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın yapabileceği işlemler dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır.
Bu kararlardan Başbakan ile ilgili bakan sorumludur.

IV.- Bakanlar Kurulu
MADDE -42 – Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur.
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır.
Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir
VI-Tüzükler
MADDE-43-   Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelenmesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.

Üçüncü Bölüm

YARGI

I. Yargı bağımsızlığı

MADDE-44- Hâkimler görevlerinde tarafsız ve bağımsızdır. Anayasaya, kanunlara ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir yargı merciinde görülmekte olan davalarla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama, yürütme ve kamu yönetimi organları yargı kararlarına uymak zorundadır; mahkeme kararlarını hiçbir biçimde değiştiremez, bunların yerine getirilmesini geciktiremezler.
II-Hâkimlik Ve Savcılık Teminatı
MADDE – 45-  Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe kanunlarda gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

III-. Hâkimlik Mesleği
MADDE -46- Hâkimler, görevlerini mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.
Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı Hâkimlerin nitelikleri, atanmaları, denetimleri, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Hâkimler, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.
Hâkimlik mesleğini korumak ve geliştirmek amacıyla örgütlenme haklarından yararlanırlar

IV-Savcılık Mesleği Ve Savcıların Görev Güvencesi

MADDE -48- Savcılar, görevlerini mahkemelerin bağımsızlığı ve savcılık güvencesi esaslarına göre yerine getirir.
Savcıların nitelikleri, atanmaları,denetimleri, hakları ve ödevleri,aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici ve sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili işledikleri suçlardan dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik durumları, meslek içi eğitimleri ve öteki özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve savcılık görev güvencesi esaslarına göre kanunla düzenlenir.

Savcılar, kanunda belirtilenlerden başka resmi veya özel hiçbir görev alamazlar; savcılık mesleğini korumak ve geliştirmek amacıyla örgütlenme haklarından yararlanırlar.

Adli kolluk, il ve ilçelerde savcıya bağlıdır; kuruluşu ve çalışması kanunla düzenlenir.

V-Savunma Mesleği Ve Meslek Örgütleri

MADDE 49- Savunma bağımsızdır ve yargının kurucu unsurudur.

Yargı ve yönetim mercilerinde hak arama ve savunma için temsil, avukatlar aracılığıyla sağlanır.

Avukatlık, kamu hizmeti niteliğinde bir serbest meslektir.
Avukatların meslek odaları veya sendikaları, kamu kurumu niteliğinde, bağımsız meslek kuruluşlarıdır. Avukatlık mesleğine kabul, mesleğe hazırlama, sınav, mesleğin yerine getirilme şartları ve disiplin konularında avukat meslek odaları veya sendikaları yetkilidir. Bu kuruluşların bağımsızlığını zedeleyecek mali veya idari denetim yapılamaz; kararları sadece yargı denetimine tabidir. Bu kuruluşların oluşumu ve çalışma esasları ve üyelerinin meslek içi eğitimleri, savunma bağımsızlığı esasları gözetilerek kanunla düzenlenir.

VI- Anayasa Mahkemesi

MADDE- 50-Anayasa Mahkemesi yirmibir üyeden oluşur. Onbir üye Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üye tamsayısının beşte üç çoğunluğu ile seçilir.Üç üye Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Üç üye Yargıtay, iki üye Danıştay ve bir üye Sayıştay Başkan ve üyeleri arasından, sayılan organların genel kurullarınca salt çoğunlukla doğrudan seçilir. Bir üye en az beş yıldır.görev yapmakta olan Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu tarafından salt çoğunlukla seçilir.
TBMM’nin üçüncü turda beşte üç çoğunlukla üye seçememesi halinde bu üyeler belirtilen niteliklere sahip adaylar arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi en az sekiz üyeyi hukuk, siyaset bilimi,iktisat, maliye veya kamu yönetimi alanındaki öğretim üyeleri arasından seçer. Öğretim üyelerinden beşinin hukuk alanında çalışanlar arasından seçilmesi gerekir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin seçeceği diğer üç üye ile Cumhurbaşkanının seçeceği üyeler kanunda şartları belirtilen onbeş yıllık mesleki deneyime sahip üst kademe yöneticileri ile hukuk alanında çalışan kişiler arasından seçilebilir.
Anayasa Mahkemesi üyeliği için kırk yaşını doldurmuş olmak, hukuk,iktisadi ve idari bilimler ya da siyasal bilgiler fakültesi mezunu olmak gerekir. Üyeler on yıllık bir görev süresi için ve bir kez seçilirler. Altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.

VII-Yüksek Seçim Kurulu

MADDE- 51-Yüksek Seçim Kurulu üçü Yargıtay, ikisi Danıştay, üçü sosyal bilimler alanında çalışan öğretim üyesi olmak üzere sekiz üye ile ve TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin temsilcilerinden oluşur. Üyelerden siyasi parti temsilcisi dışındakiler altı yıl için seçilirler. Yargıtay ve Danıştay’dan belirlenecek üyeler Yargıtay ve Danıştay’ın genel kurullarınca, akademisyen üyeler ise TBMM tarafından seçilirler.
YSK’nın kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir.

VII. Sayıştay
MADDE-52- Sayıştay, “merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının” bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvuralamaz.
Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.
Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
Kamu Denetçiliği Kurumu

MADDE 53- Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu denetçisinin başkanlığında kamu yönetiminin yargı dışı denetimini sağlamak ve yurttaşların yönetimin işleyişinden doğan şikâyet, istem ve başvurularını incelemek ve görüş belirlemek üzere oluşturulur.
Kamu denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir.  Kamu Başdenetçisi İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Kamu denetçiliği kurumunun kuruluşu, işleyişi,görev ve yetkileri özerklik ilkesine göre kanunla düzenlenir

Yargının işleyişine ilişkin kanunlar, bu hakkın etkili ve hızlı kullanılmasını sağlayacak şekilde düzenlenir.