15 Nisan 2023’te Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) arasında başlayan savaşta bugüne dek yüz binden fazla masum hayatını kaybetti, on dört milyondan fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı. Sivillere yönelik katliam, işkence, yağma ve hırsızlık gibi insanlık dışı eylemlerin sürdüğü, insan hakları ve yaşamın kutsallığına yönelik en ağır ihlallerin sergilendiği görülmektedir.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Sudan’ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin merkezi El Faşir kentinin 26 Ekim’de Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) kontrolüne geçmesinin ardından dört gün içinde altmış iki binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirirken binlerce insanın hayatını kaybettiğini de aktardı.
On binlerce kişinin çatışmalardan kaçtığı kentte HDK’nin sivilleri zorla yerinden çıkardığı ve çok sayıda silahsız kişiyi öldürüp işkence ettiği anlar HDK mensuplarının paylaştığı videolara yansımıştı. Yaşanan saldırılarda aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu çok sayıda sivilin hedef alındığı bilgisi paylaşılmaktadır.
Paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) Sudan’ın kilit kenti Faşir’i hükûmet güçlerinden almasının ardından kentte insani bir felaket yaşanmasından korkuluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) kentte “yargısız infazlar”ın yaşandığına dair güvenilir bilgiler geldiğini söylüyor.
Yale Üniversitesi İnsani Yardım Araştırma Laboratuarı da “toplu hâlde infaz edilen ceset yığınlarına” ilişkin uydu görüntülerini gündeme getirdi.
Toplu katliamların yanı sıra, on sekiz aydır paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) tarafından kuşatma altında tutulması nedeniyle şehirde mahsur kalan yüz binlerce sivil uzun süredir açlık krizi yaşıyor.
Sudan’da orduya karşı silahlı mücadele yürüten ve ülkenin farklı bölgelerinde sivillere yönelik katliamlarla suçlanan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ve lideri Muhammed Hamdan Dagalu çatışmalardaki rolleri ve dış destekleri nedeniyle tartışmaların merkezinde bulunuyor.
BAE ve İsrail, Sudan’ı bölmeye mi çalışıyor? Savaşın sebebi Sudan’daki altın madenleri mi? Sömürgecilik döneminde Avrupalıların kıta halkına yönelik işlediği insanlık suçlarını yıllar sonra kitaplardan, belgelerden ve belgesellerden öğrenirken, bugün Sudan’da Kongo’da ve diğer Afrika ülkelerinde yaşanan trajedilere canlı canlı tanıklık ediyoruz. Ancak değişen pek bir şey yok.
Uluslararası Hukukçular Birliği, bu insanlık dışı suçları en güçlü şekilde kınayarak uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler’i, insan hakları kuruluşlarını ve medya organlarını ahlaki, hukuki ve insani sorumluluklarını yerine getirmeye çağırmaktadır. Bu açık ihlaller, uluslararası insancıl hukukun ve sivillerin korunmasına ilişkin tüm uluslararası sözleşmelerin çiğnendiği tam teşekküllü savaş suçları niteliğindedir. Dünyadaki insani değer kalbi taşıyan herkes bu zülüm karşısında seslerini yükseltmeli ve insanlığa karşı başlatılan katliamların durdurulması için elinden gelen gayreti göstermelidir.
Dünya kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Av. Necati CEYLAN
Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB) Genel Sekreteri
