İSMAİL CENGİZ
SÜRGÜN HÜKÜMETİ BAŞKANI, AVRASYA TÜRK DERNEKLERİ FEDERASYONU GEN. BŞK
Avrasya Hukuk Kurultayı’nın değerli katılımcıları,
Öncelikle böylesine önemli bir organizasyonda Doğu Türkistan’da yaşanan hukuki sorunları ve insan hakları ihlallerini dile getirme, paylaşma fırsatı verildiğinden dolayı minnet ve şükranlarımı sunmak istiyorum.
Kaşgarlı Mahmut’un, Yusuf Has Hacip’in memleketi, Abdülkerim Saltuk Buğra Han’ın hüküm sürdüğü Doğu Türkistan’da yaşananları anlamak için evvela büyük fotoğrafa yani Çin’in geneline bakmakta fayda var.
Tüm dünyada her yıl yaşanan idamların % 50’den fazlasının gerçekleştirildiği ülke olan Çin’de adeta “kapalı devre bir yaşam” sürdüğünü bilmek lazım. Bizim modern anlamda tanımladığımız hukuk prensiplerinin Çin’de geçerli olmadığını , Komünist Parti’nin çıkarlarının her şeyin üstünde yer aldığını bilmek lazım. Gerçekten de hukuk prensipleri Çin Komünist Partisi’nin milli menfaatlerine gore düenlendiğini ya da uygulandığını vurgulamakta fayda var. Dolayısıyla ÇKP kurallarının ve yönetmenliklerinin hukuki prensiplerin üstünde olduğunu, öncelikli olarak ele alındığını kabul etmemiz gerekir.
Tek parti sisteminin kurallarının hakim olduğu Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı olarak, 1949 yılından günümüze özerk bölge statüsünde yönetilen Doğu Türkistan, 1.828.418 km2 genişliğindeki , Türklerin anayurdu olarak bilinen ata topraklarıdır… Yaklaşık 30 milyon müsülüman Türk’ün yaşadığı bu bölge, 1955 yılından bu yana “yeni bölge, yeni sınır” anlamlarına gelen “Şincang Uygur Özerk Bölgesi” olarak bilinmektedir.
Yeraltı ve yerüstü kaynaklar bakımından oldukça zengin olan bölge, bütün Çin’in yüzde 25’ni beslemektedir. Tugsten, Wolfram, Uranyum gibi stratejik madenlere de sahip olan Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi’nde, çok ciddi insan hakları sorunlarının olduğu görülecektir.
Doğu Türkistan Bölgesi’nde yaşanan sorunların başında;
- Planlı, sistematik Çinli göçmenlerin bölgeye yerleştirilmesi
- Zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma
- Doğum kısıtlaması
- Seyahat kısıtlaması
- İletişim kısıtlaması
- Yargısız infazlar
- Organ Ticareti
- İnançlara getirilen kısıtlamalar ve dini baskılar
- Ana dilde eğitim kısıtlaması
- Nükleer ve Çevre kirliliği
- Uyuşturucu teşviki
- Eşitsizlik ve adaletsizlik
- Irkçılık, aşağılama, hor görme
…gibi sorunlar ve hak ihlalleri söz konusudur.
Görüldüğü üzere aslında her biri küresel dünyanın ortak sorunu olan insan hakkı ihlallerinden kaynaklanan sebeplerle bölgede, yoğun şekilde şiddet olayları, toplumsal tepkiler olmaktadır. Doğu Türkistan halkının hoşnutsuzluktan, eşitsizlik ve adaletsizlikten kaynaklanan sebeplerle gösterdikleri demokratik tepkiler, şiddetli şekilde bastırılmaktadır. Halkın gösterdiği direniş, terrorist olay olarak değerlendrilmektedir.
Bölgede adeta, Namaz kılmak, Kur’an öğretmek suç olarak addedilmektedir. Özellikle Çin’in iç kesimlerinde, Pekin, Şanghay, gibi şehirlerde her bir Uygur adeta “potansiyel suçlu” olarak görülmektedir. Gençlerimiz, 12-16 yaş rası genç kızlarımız kırsal kesimlerden toplanarak Çin’in iç kesimlerinde fabrikalarda çalışmaya götürülmekte, aile bağları zedelenmektedir. Özellikle, Çinli göçmenlerin yerleştirilmesi, dini inançlara saygı gösterilmemesi, istihdamda eşitsizlik ve sosyal hayatta adaletsizlik gibi sebeplerle bölgede huzur ve istikrarın olmadığı görülmektedir.
Sorunlara çözüm bulunmaması durumunda bölgede şiddet olaylarının artarak devam edeceği, Çin’in yükselişinden rahatsız olan küresel güçlerin Çin’i rahatsız etmek için sürekli olarak bölgedeki olayları kaşıyabilecekleri, kendi çıkarları için masum gençlerimizi silahlı direnişe teşvik edebilecekleri görülmektedir.
Halbuki bizler, kendi topraklarımızda örf-adetlerimizle, inançlarımızla, dini ve milli kimliğimizle İNSANCA yaşayabileceğimiz bir ortamın hazırlanmasını arzu ediyoruz.
Doğu Türkistan, Amerika’nın, küresel güçlerin insafına terk edilemeyecek kadar bizim olan bir toprak parçasıdır.
Burada yaşanan sorun vicdani sorundur, insani sorundur. Dini açıdan ilgilenmemiz gereken bir bölgedir. Sahiplenmemiz gereken bir vatan parçasıdır…
Sizleri mazlum, mağdur, masum Doğu Türkistan Davası ile yakından ilgilenmeye, dert ve davamıza insani açıdan sahip çıkmaya , Pekin yönetimi ile sorunların çözümü için diyalog kapısının açılması noktasında hukuki açıdan yardımcı olmaya davet ediyorum…
Saygılarımla