Dünyada barış ve huzurun oluşması ve devamı ancak, hak ve özgürlükler konusunda çifte standarda düşmeden bütün milletlerin, ırkların, kültürlerin, tüm insanların hak ve özgürlüklerine, kutsallarına saygı duymakla mümkündür. Özgürlük, asla başkalarının kutsalına saygısız davranmak, saygısızca ifade kullanmak hakkı dahi vermez. Başkalarının kutsal değerlerini yakmak gibi ağır tahrik ve hakaret ise, dünya çapında haklı infiale sebebiyet verecek ağır bir facia olur.
Erdemli toplumlar, ancak başkalarının haklarını da savunmayı görev bilenler ile oluşacaktır. Aksi durum kaostur. Buna da kimsenin hakkı yoktur.
Devletler ülkelerinde yerel ya da dünya çağında kaosa yol açabilecek eylemlerin, tavırların oluşmasına yol açmamak, bunlara meydan vermemek ile yükümlüdürler.
İsveç, değil sadece Müslümanlar, tüm dünya insanlığına, tüm kutsal değerlere hakareti içeren böyle bir yanlış eyleme asla izin vermemelidir.
İsveç’te, ülkesindeki birinin ya da birilerinin dünya nüfusunun dörtte birini teşkil eden insanlığın kutsalını hedef alan hakaret eyleminde bulunmaya bırak izin vermeyi,, böyle bir talepte bulunma teşebbüsünü dahi, İsveç Devleti soruşturma ve tecziye konusu yapmalıdır.
Aksi durum yukarıda da beyan edildiği gibi tüm dünyada kaosa yol açacak, büyük infialler yaratacak, bunun da sorumlusu ülkesindeki bu densiz olayı önlemeyen İsveç devleti olacaktır.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin sözleşmenin 9. ve 10. Maddeleri bu hususu iltibasa mahal vermeyecek şekilde net bir biçimde düzenlemiştir. İki maddenin de içeriği ve hedefi birlikte değerlendirildiğinde görülecektir ki; bu iki madde; kişilerin bireysel ya da toplumsal olarak düşüncesini ve dinini açıklama, gerekli ibadetlerini yapabilme özgürlüğü sağlar. Ama bu özgürlük, asla başka düşünce ve inançlara tahkiri, tezyifi kapsamaz. Hatta devletlerin bu amaçla gerekli sınırlamalar getirmelerini öngörür.
Neticeten İsveç’te Kur’an’ı Kerim yakmak gibi insanlık tarihinde yapılabilecek en alçakça eyleme teşebbüs edecekleri kınıyor, İsveç Devletini de bu faciaya yer vermemek için devlet olmanın aslî görevine davet ediyoruz.
Avukat Necati Ceylan
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri