Pek çok ülkede gerçekleştirilen insani yardım seferberliğindeki katkılarıyla bilinen Mehmet Ali Öztürk, “Akdeniz İhracatı Birliği” heyetiyle bir gıda fuarına katılmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrine gitmiştir. Fuarın üçüncü gününde kaldığı otelde kimliği belirsiz kişiler tarafından hukuka aykırı biçimde eşiyle birlikte gözaltına alınmıştır. 20 Şubat 2018 tarihinden beri Birleşik Arap Emirlikleri’nde insan haklarına aykırı şekilde tutulmaktadır.
Mehmet Ali Öztürk’ün bu süreçte konsoloslukla görüşmesine de müsaade edilmemiştir. Eşiyle bir buçuk gün hücrede tutulmuş, Mehmet Ali Öztürk tutuklanmış, eşi ise serbest bırakılmıştır.
Mehmet Ali Öztürk’e 32 gün boyunca işkence ve eziyet yapıldığı yakınları tarafından ifade edilmiştir. Bu durum hukukun temel ilkeleri ile birlikte uluslararası sözleşmelere ve işkence yasağına da aykırıdır. İşkence insanlığa karşı bir suçtur. Birleşik Arap Emirlikleri makamları işkence iddialarını araştırmalı gerçekten işkence yapılmış ise işkence yapan görevlilerin tespit edilip yargılanmalarını temin etmelidir.
Sanığın yargılama yapacak mahkemeye çıkarılana dek avukatıyla, konsolosluk çalışanlarıyla, kendi ülkesinin Büyük Elçisiyle görüştürülmemesi de savunma hakkının kısıtlanması, adil yargılanma hakkının açık ihlalidir. Böyle bir durumda mahkemenin adil bir karar vermesi mümkün değildir. Muhakemenin açık ve şeffaf olmaması her aşamada sanığın anayasal bir koruyucu olan müdafi hakkından yararlandırılmaması verilen mahkeme kararını şaibeli hale getirir.
Muhakeme safahatında mahkeme reisinin “Amerika Birleşik Devletleri’nden delil bekliyoruz.” şeklinde açıklama yaptığı sanık yakınları tarafından ifade edilmiştir. Böyle bir durum yargıyı uluslararası siyasetin aracı olarak kullanmak anlamına gelir ki bu hukuken kabul edilemez.
Hangi gerekçe ile olursa olsun yargının siyasetin aracı olarak kullanılması açık bir hak ihlalidir. Uluslararası Hukukçular Birliği olarak işkencenin ve adaletin ihlal edilmesinin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyunun bilgilerine sunarız.