Türkiye yıllardır barındırdığı 4 milyonu aşkın sığınmacıya uyguladığı denetimi kaldırdıktan sonra, binlerce sığınmacı Avrupa sınırlarında toplanmaya başladı. Sığınmacıların sınırlara akın etmesi Avrupa Birliği ülkelerinin yönetimlerinde büyük paniğe sebep oldu.
Irak, Suriye, Yemen, Filistin gibi ülkelerde adeta soykırım yaşanmakta, insanların en kutsal hakkı olan yaşam hakkı başta olmak üzere; mülkiyet, seyahat, barınma ve daha birçok hakları ihlal edilmektedir. Ülkelerini can güvenliği nedeniyle terk etmek zorunda kalan kadın ve çocuklar göç yollarında ölmekte, denizlerde boğulmakta, bebeklerin cesetleri sahillere vurmaktadır. Yaşanan bu soykırım, katliam ve zulümleri; görmeyen, duymayan, bilmeyen! ABD ve AB ülkeleri ise sığınmacıların kendi ülkelerine gelme ve ekonomik refahlarını etkileme ihtimali üzerinde durmakta ve sığınmacıları insan olarak görmemektedir. Bu yaklaşım hem AB değerlerini ve hem de İnsan Hakları Hukuku söylemlerinin bir balondan ibaret olduğunu göstermektedir. Rusya ve İran ise siyasi çıkarları için Suriye’de yapılan soykırım, katliam ve insanlık dışı sürgünleri desteklemektedirler.
Yunanistan güvenlik güçleri, sınırlarına gelen sığınmacılar üzerine ateş açmış ve üç kişiyi öldürmüş, birçok kadın ve çocuğu yaralamıştır. AB ülkeleri sınırlarının korunması bahanesiyle Yunanistan’ın insan hakları ihlallerine destek olduklarını açıklamışlardır.
Suriye, Irak, Yemen, Filistin ve bunun gibi ülkelerde sivilleri katleden, şehirleri bombalayan, insanları, kadınları, çocukları evlerinden ülkelerinden çıkaranları, insanlığa karşı suç işleyenlere destek verenleri kınıyoruz. Uluslararası kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarını yaşanan insanlık dramını ve insanlığa karşı işlenen suçları durdurmaya çağırıyoruz.
Necati Ceylan Avukat
Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri
